Pazar, Kasım 29

Rica Etsem Biraz Sessiz Yaşar Mısınız?

Uzun süredir affetmiyormuşum, sorun buymuş
bünye kin tutmaya alışkın olmayınca anakartı bloke etmiş

İnsanlar bu kadar sessiz ölürlerken, yaşayanlar matemini ve sorgusunu bu kadar sessiz yaşarken ses çıkaranların katillerin olması benim kaldırabileceğim bir şey değil Napolyon
Beni buradan al
Dayanılmayacak hale gelen toplumumuz, kendimiz uyuşukluklarımızın arasında yatağımdan usulca kayıyorum. Dünya kalmıyor gözümde. Ufak ufak kayboluyorum. Dünya bile dayanamıyorken kendine, kendini fırlatıvermişken boşluğa, bu çığlıklar içinde ölüyorum. Farkında bile değilsiniz. Bunların hepsi yalan. Hepsi yalan. Farkında değilsiniz. Farkında olmak dayanılmaz acıymış Napolyon. Dayanamıyorum

Her gün onlarca insan ölüyor. Kimi kalp krizinden, kimi kalbine yediği bir kurşundan kimiyse kalp kırıklığından. Yaşatamayıp yaşayanlarında üstüne toprak atıldığı şu günlerde başka gezegenlerde hayat arıyoruz Napolyon. Boşuna. Oraya gitsekte yaşayamayacağız Napolyon. Öldürmek için canlı arar olduk

İçimizdeki kini tutamıyoruz artık. Dünyayı bi akıl hastanesine çevirdik, doktorumuz yok.
Tedavi ararken doktorun olmadığını ffark etmem zaman almadı. Ellerim uyuşurken yaşamak için hala çabam vardı. Güzel günlerimizmiş...

Aklımı yitirdim Napolyon. Ve bu kıç kadar dünya hala çekilir bir yer değil. Delirmek mutluluktu hani? Hani dünya bize güzeldi? Yine kandırmışlar Napolyon. Sende bende yalnız öleceğiz. Yan yana olacağız, savaşacağız ama kime vuracağımızı bilmeyeceğiz. Katilimizi tanımayacağız Napolyon

"Eskiden birbirimizi sevmenin yeşil gevrek bi tadı vardı"

Kaybettik biz, hep birlikte beraberce kaybettik
İnsanlık onurumuzu, saygımızı, gülüşlerimizi, sevişmelerimizi kaybettik
Birlikte yaptığımız tek şey olsa dahi 6 milyar nefes alan olarak bunu bile fark etmedik
elimizden uçup kiremit rengi bulutlara karıştı iyiliğimiz

Cumartesi, Kasım 28

Bu aralar yüzünüze karşı bir susarım ki, bıraksam ölürsünüz

Cuma, Kasım 13

Denizselleşmenin Bölgesel Aldatmacası


Dalgalar için varolan deniz, alçak basınçla kayaları ve kumsalları aldatıyordu. Ve biz hiç bir şey yapamıyorduk sevgilim. Elimizden metalik havada nemli nefes almak dışında hiç bir şey gelmiyordu. Umursamak istemiyorduk. Ağzımızdan çıkan sağlıklı ve sıcacık sahte sigara dumanlarıyla oynuyorduk. Mutluyduk. Öyle sanıyorduk. Halbuki dalgaların dönüşü muhteşem olacaktı ve deniz kadar bizde nasibimizi alacaktık. O an gelmeseydi kumdan evimizi beton zannederek yüzyıllar boyu yaşayabilirdik. Üşümeden, düşünmeden. Olmadı. Suçluyduk ve bedelini ödeyeceğimizi biliyorduk. Boynumuz birbirimize dokunduğumuz kadar narindi. Haklıydı dalga. Biz onun dostuyduk ve alçak basınca inat kumdan evimizin erimesini göze alarak o kıyıdan denize girip var etmeliydik dalgayı, dalgamızı. Eriyeceğimizi bile bile.

Çarşamba, Kasım 11

bu şarkı böyle değildi


Levlaaa vaz geç ti
Bu şarkı böyle değildi
Olsuuuun ben de uy dur dum
Benceeee güzel olduuuu

Balkon kapısını yatak yapmıştım. Mutluydum. Eski günlerden hoşnuttum. Hatırlamaktan hala yorulmamıştım ve bira hala ucuz sayılırdı, sigarayı da azaltmıştım ama şu sınavlar nereden çıkmıştı. Gereksiz, yersiz ve yurtsuzdu. Saat hala sigara içmek için çok geç sayılmaz. Çocuk kalmak için çok geç. Filleri düşünmemek için çimlere odaklanıyorum. Onlarda çok gerekli, yerli ve yurtlu. 

Nar lekelerini de ayrı severim. Özgürlüğün tutku izleri gibiler. Değil mi? Öyle.

Salı, Ağustos 25

Kırık Telefon Karizmatikliği

Kırık telefon kullananların şu hayatta bi duruşu ve kendilerine has bi çekimi olduğuna inandım hep. Saçma değil. Hayır.


Hayatı umursamaz ama realize yaşarlar
Işlevi her zaman daha önemlidir. Evet.


Muhtemeldir ki sigara içip, balkonlarını çok severler.
Yüksek yastık tercihleridir. Bazen onların sizi tabiri caizse sallamadığını düşünürsünüz... Bazen haklısınızdır...
Er kişilerse her rengin koyusunu severler, koyu renklerinde siyahisini severler.
Hanım ablalarımızsa hangi rengi severlerse sevsinler sırf onlar seviyorlar diye o renge bir ciddiyet yüklenir, kimse bunu engelleyemez.


Mutlaka bir ilgi alanları olur. Mutlaka... Boş durduklarında saçma sapan şeyler düşünüyor olabilirler.
Safii ayrıntı bile düşünseler, öyle bir iş yapar hâldedirler ki özenirsin, özenirim.
Çayı sevebilirler ama favorileri kahvedir.


Onlarla bir balkon da saat 7 civarı otursanız ve kahve içiyorsanız, kitap okumuş hissine kapılırsınız. Hikaye, roman, şiir veyahut destan... Artık şansınıza ne düşmüşse...

Salı, Ağustos 11

Şeftali


 Naif , güzel ve güzide bir meyvemiz olan şeftali ne yazıktır ki bu yazımızı kurtarmaya yetmedi... 


 Şu hayatta ne istediysem oldu diyebilmem hayatın cömertliğinden değil benim hayallerimin mütevaziliğindendi. Bazen vazgeçtim hayal kurmaktan. Daha mı mutlu oldum peki? Hayır. Hayatımın boşa giden belli günleriydi fakat gereklilerdi. Hayal kurmayı abarttığım doğrudur! Şeftalinin bunla ne mi ilgisi var? Şeftalinin bununla bir ilgisi yok. Bu da nereden çıktı şimdi Napolyon? Konumuza dönelim...


 
Ben hiçbir konuda en iyi olmadım. Burada mübalağa yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Sıradan 'bile'  olamamak demek. 3-4 gün evvel babam durduk yere seninle gurur duyuyorum demişti ona su götürdüğümde boşluğuma geldiğinden 'sebep?' diye sormuş bulundum. 5 saniye kadar sustu, benim kızım olduğun için dedi. Milyonlarca spermini arasından 1. çıktığım içinmiş bütün gurur kaynağı...

Onu bunu siktir edin de size biraz sesli söylemediğim -zira söylersem kimsenin beni yanıltamayacağını biliyorum ve bunu görmek, yaşamak sinir bozucu olur- şeylerden bahsedeyim. Orta direk bi ailenin kendi yağında kavrulacak kadar akademik başarısı olan, özel zevkleriyle kimsenin ilgilenmediği, ebeveynlerinin büyük umutlarla baktığı ama sadece umutlarla baktığı, hayallerinde ceo hayatında taşra sayılacak bir ilde üniversite okuyan bir öğrenciyim
Evet. Benden bir bok olmaz ama siz yine de bekleyin be. Belki şans kapıyı kırar...

Salı, Mayıs 26

kaybolan çakmak

insanlara karışmamam onların en iyi arkadaşları olmamı sağlamış meğer
hiç farkında değildim

kirpikli.blogspot.com

Pazartesi, Mayıs 25

limonlu açık çay

kader bu belli olmaz diye diye aynı yaşta olduğum kızların erkeği aynı anda  idare ettiği, tektaş üstüne alyans taktıkları, entrikaların biri gelirken diğerinin gittiği yaşlarda emekliliğimde alacağım kedilerin isimlerini düşünüyorum.

 Ben liseye pucca okuyarak başlamış üniversiteli bir kız olarak durumumun bu olacağını hiç düşünmemiştim. Bu bana ve göbeğime reva mıydı? Anlıyorum yani tahmin ediyorum - en azından ümit ediyorum - bi bildiğin vardır kaderimin diyorum ama bu kadar beklemeye nejat işleri falan göndermesi lazım. Hayır çıtam cidden yüksek değil ben zaten göbekli ve sevimli adam severim yani güvenilir bi tipi olsa -at hırsızına benzemese- yeter.

10 günlüğüne arkadaşımın yerine çok iş yapmayan sadece motorcuların takıldığı -çüksüzlerin sadece garson olduğu- bi yerde çalışmam gerekti. öyle çok para da vermiyorlar hatta ortalamanın altında ama çok gelen giden yok ambians güzel bende boş duracaksam üstüne para alıyım dedim. çok mantıklı bence

gel zaman git zaman hep aynı kişiler takıldığından olsa gerek herkes nasıl çay içer öğrendim ve cafeye gelen sadece 2 kişi açık limonlu çay içtiğinden mütevellit ve buna mukabil tiplerinin bariz aynı olup çok başka insanlarla takılmasına bağlı olarak aranılan garson oluvermiştim. hoş başka garsonda yoktu ama bu gereksiz ayrıntıyı geçiyor ve işin aslına geliyorum...
bu ikisinden birisi çok şirin gelmeye başladı bana ve az önce asıl garson olan arkadaşıma anlattığım da ikiside hiç konuşmaz seninle muhabbet açmaya çalıştıysa var bişeyler ama hangisi ayırt edebildin mi dedi

ve ben evrenin sonsuz boşluğunda kayboldum...
biri ara sıra limonlu ama hep açık içiyo diğeri full limonlu açık. benimle konuşan ara sıra limon isteyen e bende onu şirin buldum ama arkadaşa anlatamıyorum şimdi saatte geç oldu
neyse ben soruyu çözdüm mü? çözdüm
yani cevap e) hiçbiri olacak
oda arkadaşım susarsa yazıcam

Perşembe, Nisan 23

mektup

Hangi ideoloji benden ve de bizden daha kıymetliydi?
Peki ya hangi sosyolog aramızdaki inorganik bağı açıklayabilirdi?

Haydi onu bunu bırakalım da senin beni sevmemeni konuşalım sevgilim zira fazlasıyla günümü meşgul eden bu hadise yakında devrim yapar ve üzülerek söyleyebilirim ki o gün gelir de bizi uykumuzdan uyandırırsa benim bayramım seninse sonun olur.

Çarşamba, Nisan 8

boğulur gibi

saat 23.17
boludan bildiriyorum
uzakta su fıskiyeleri açıkmış da zerreleri geliyormuş gibi kar yağıyor.
böyle geldiği tek nokta üşütür tüm bedenini ya
öyle
göz kalemim dağılıyo. hissediyorum. ama çirkinleşmek için buna ihtiyacım yok.

saat 23.44
kar yağışını benzettiğim satırları yazarken kar hızlandı
burnum üşüdü. parmak uçlarım ve.
allah dil bilgisinin de kurallarınında belasını versin.
ama yine de kelimeleri kısaltanlara sinir oluyorum. o ayrı.

zuhal olcay çok güzel kadın.
o değil de oynar mısın benimle?

bütün yazasım gitti
öyle rahatlattı
konuşmasaaam taş olsam
yine de oynar mısın benimle?
oynarsın bence

Cumartesi, Mart 28

ver elini gökyüzü

-tamam
-yurda vardınmı?

Sen önce dil bilgisini öğren derler adama dingil

neyse en baştan başlıyorum

ben bomboş cadde de o temiz asfalttaki tek başına savrulan ne arabanın götürdüğü yere gidebilen,eşya
o ne kaldırıma çıkabilen o boş renksiz yırtıkmış plastik ambalanj olmıycam
gençpen
nuay teknik servis
bilmem ne beyaz
onların sokağı işte

ben izmiri özledim
kokusunu
sokağını

bilmediğim sokakları ona benzetmem normal bu yüzden
hayatta da yeniyim
öyle miyim?
Bu konudan emin değilim
kimilerine göre çok bile yaşadım

dila
bu sokağın ilerisini biliyorsun
anaokulu var sağda karşısında yurt müdürlüğü
sokak çıkışından sağa dönünce e5tesin

e5işin il yaptığı bi yyerde okumak bunu gerektirir

yavaş yürüyorsun dila
acelen yok
emin adımlarda atmıyorsun ama herkes senden hızlı yaşarken ilk sen bitiriyorsun bu serüveni
bayramındır
kutlu olsun

bir daha yok
ne istediğin ama sevmeyen biri ne de sevmeye çalışan ama senin sevmediğin biri
yok
asla yok
asla yok
ritim yok
bir daha yok
kuralsızlık yok
bir daha tiyatro yok
bir daha yok

bağırmak istediğin zaman bağır
ama şimdi sus, dinlen
boş konuşmadın -belki- ama yoruldun
çok yoruldun savaşmaktan değil -belki- ama o mücadeleden

istemiyorum sevilmek ben önce saçlarımın her telini sevmeliyim
onların olsun aşk filmleri çikolatalar çiçekler bana gerçekleri getirin

gerçekler o söylenenler gibi de acı değilmiş ayrıca
tuzluymuş

ha buarada sana adamsın diye mavi nüfus cüzdanı veren nüfus müdürlüğünü de sikeyim
-yaz bunu bu iyi twit olur-

ben bu kadarım galiba 160 boylarında 80 kilo civarında tırnaklarını sevmeyen ve yatağına aşık biriyim. Bu kadarım işte
daha fazlasını kaldırmıyo içim
kaldırabilirse de kendine saklamak istiyo

sokun başarılarınızı kıçınıza dünyayı mı kurtaracaksınız iyileri mi yaşatacaksınız yoksa hayatın sırrını mı bulacaksınız
hiç biri de bir bokuma yaramıyo
duygusuz pezevenkler

yaşamak
yaşamak
yaşamak

nasıl istersen
kimi seversen
neyi tutarsan
-tamam
-yurda vardınmı?


Çarşamba, Mart 25

Oouv Federaller!

İnsan ne güzel kıskandırıyorum dememeli. Bu kız bu durumu ne zamana değiştirir demeli...
Neyse bunu da öğrendim çok şükür... Gerçi ben onun yerinde olsam şuan aynı şeyi düşünmeye çalışırdım.
Korkma titre diye fuatavni ona sesleniyo farkında değil iyilik yoksunu.

Yaşı ufak daha öğrenir. Kişileri tecrübe etmek yanında olmaktan daha önemlidir. Henüz kendinin, yanındakilerin, ne olup bittiğinin farkında değil.
Gerçi hepimizin böyle dönemleri olmuştur? Her şeyi kontrolümüzde sandığımız ama alakası bile olmayan dönemler.
Oluyor yani
Engelleyemiyoruz.
öğreniyoruz sonra küçük harflerle treni rayına oturtmayı. Demir yığınının bi istasyonu olduğunu. Beklendiğini... Her birimizin ve her şeyin...

Kadere inan veya inanma, olan şeyler var
Doğanlar ve ölenler var
harfler var bir de
uyuyamayanlar ve derdini anlatamayanlar için
gidenler var sırf dönebilmek için

ha buarada aklıma gelmişken, bi kızılderili ne kadar yanılabilir?

bu şarkı böyle olmamalıydı

Ben bu saatte hala uyuyamadıysam bir şeyler doğru değil. Aşık olamadım veya olamıyorum. İşin kötü tarafı daha kötü bir ihtimal daha var ki ondan çok korkuyorum. Çünkü biliyorum nerede olmaması gereken bir şey varsa yapabiliyorum. Bu konu da mimli biri olarak kendime fena halde kıl oluyorum.

Bunu okumasın. Okursa da üstüne alınmasın. Alınırsa da üstünde çok durmasın diye diliyorum.
İmkansızı istiyorum.

O farkında
Ben?
İnkar sürecinde
Ben onun yakın arkadaşlarından, sıradan biriyim
O, içimi bilen ve bilmeyen, en(gellerimin) en büyüğü
Gelme, git de diyebilirim...
Git
içimden, yöremden, bu hayatımın bu kısmından
Yanlışım ve en büyük arayışımsın sen
Ulaşılmazım ve en yakınım
Sırtım
Hayalim ve kırıldığım
Sen burada olmamalıydın... Buraya bu kadar yakışmamalıydın.
Bu kadar zor olmamalıydı hayat ama sen değil. Sen her dönemde, her bakışta zordun zaten. Hayat değildi.

Git
tüm gel demelerime rağmen
Gelme