Cumartesi, Aralık 23

daniska

Geç kaldım
Yada zaten hiç olmayacak haller yazdım
Seni öpmeyeceğim
Öpemeyeceğim değil öpmeyeceğim
harfler karıştı fallar
Ben tekrar safiyim, sadeceyim
Ben safiyim, sadeceyim

Pazar, Aralık 3

Winnie der ki; ballar kendilerini tadamazlar

Umutsuz bir platoniğim

Uçlarda bir neşe dipsiz bi melankoli

Ortalarda yaşamaya daha yeni merhaba demişken ve hayatımda hiç bir şey değişmemişken kendimin bana verdiği yetkiye dayanarak cesaretlendim

Sesini duyunca cesaretimin incecik bi çikolata parçası olduğunu anladım

Biraz eridim biraz kırıldım biraz sündü neşem

Hem çok korkuyorum kendimden hem ölmeye bile halim yok

Bakın bu bir bipolar ifadesidir ve her platonik biraz bipolar biraz maniktir

Halbuki daha 1 saat bile olmamıştı kendi kendimi sevmek için seni sevmeye serbest bırakacaktım kendimi

Bok kafalıyım

Bok kafalı ve çok tatlıyım


Pazar, Kasım 12

1013

Hayatındaki tüm gelişmeleri önem sırası adletmeden ilk bana söylüyorsun. Peki bu bizi ne yapar? Bu bize ne yapar?

Bunların hiç birinin bi sonucu olmayacağını görecek kadar yaşadım ama artık tanrının bu halüsinasyonları canıma okudu...
Tanrıdan kendimi korumam mı gerek?

Cuma, Kasım 3

41.43 doğu ekspresi

İkimizinde kapatır kapatmaz nah çektiği konuşmalar oldu.

Cuma, Ekim 27

Başka birinde başka kelimelerle o duyguyu hatırlattın tanrım
Yine nah bana

Perşembe, Ekim 26

Dan iska

seni bir gece öpücem zaten gündüz öpülmezsin sen
kuru, çatlak bi öpüşme olacak bu
seni öpmenin erotik bir tarafı olmayacak
ıslak değil
sırılsıklam hiç değil
akıl pürüzsüzlüğünden zeka keskinliğinde öpücem seni
ahlak kurallarının köşelerinden
ikimizde nefret ettiğimiz halde yağmur yağacak o gece
seni öperken
bir damla bile düşmeyecek üstümüze

Salı, Ekim 10

sa

sadece
saf
safi
sade
saki
sanrı
sabah
sarraf
sakin
.
.
.

her kesin yani hepimizin

Pazartesi, Mayıs 29

Güzel müzikler kendine ulaşmak için
O piyanonun her tuşu, o akordeonun her melodisi benin içinmiş meğersem

Cuma, Mayıs 12

Hansel de benim Gratel de

Nasıl başlayacağımı bilmediğim zamanlar pek azdır. Kahvemi döktüğüm zamanlarda.
İnsanların bilmeden birbirine karıştığını en çok böyle zamanlarda hissederim. İnsanlara en çok bu zamanlarda karışmak istemem.

Sanatı minikleştirdiler Napolyon, canımı sıkıyorlar

Kalabalıklar başlı başına mottoydu birileri için. Çok olduk, çok oldum. Kendim dahil kimseye katlanamıyorum. Özellikle suratsız garsonlara. Halbuki insanın kötü anları olur, gülümserim. Sabrımın sınırları zorlandıkça çıtayı daha yükseğe dikiyorlar. Ya anlatamıyorum ya da tanımıyorlar beni. Bi bok var bende ama hiç bulaşmak istemiyorum kendime. Kendim de ilgimi çeken bir şey yok. Başkalarında var ama onlarda da zararsız kurtulmamın imkanı yok. Top top kağıt yetmezken bir sayfayı dolduramıyorum. Bu işte Dilâ, ne daha fazla ne daha az.

Dengesiz ve bana benzeyen ha tabi bir de yalanlarını örtemeyen insanları sevmiyorum. Canımı acıtan bütün ortaklığı da bu işte. Toplasan bi mekana birlikte çay bile içemezler. Onlarda sevmez kendilerini, birbirlerini görürler.

Ne saçmalıyorum? Neden iyi değilim? Çünkü sevgilimin cam kenarında eski sevgilisinin yırtılmış ama atılamamış fotoğrafını buldum. Atamamış olması acıttı.
Çok komik diğ mi?
Çok fazla drama queen
O iğrenç romantik drama filmleri gerçek kesitmiş meğerse.
Yırtılmış ama atılamamış fotoğrafı alınca elime istemsizce çevreme baktım, samanyolunun yeşil odasında mıyım diye. Oluyormuş ya. Gece birlikte uyuduğun adamın 24 saat evvel hala lise sevgilisine kıyamadığıyla yüz yüze geliyorsun.
Benimde aynı konumda olduğum bir hayat var.

Yaşanmış şeyleri doğru veya yanlış diye ayıramam. Hissederek yaşarım. Yanılmam. Seçimlerimin sonucunu düşünmem zira.
Beni neden o kadar sevmediğini sorgulamayacağım. Sadece acıttı. Başka kelimem yok bu durumuma. Peki ya vazgeçtim mi?

Bilmiyorum, sadece derinde narkozsuz bir ses bana "Bunu da kaldıracaksın Dilâ" diyor.
Garip mi olur yırtık bir fotoğraf için ayrılsam?
...
Bu herif çok uzun müddet sonra sana bir daha hissetmem dediğin şeyleri hissettirdi. Bu herif umut oldu. Yalan yok, yalandan da sevse daha hiç çaktırmadı. Fire vermesine tahammülüm yok.

-Dilâ yapabilecek misin?
-Dilâ güldüğünde hatırlayabilecek misin?
-Dilâ, canın?

201605001
donkişot

Çarşamba, Nisan 26

İnsan kendini otogara götürmek için bahane yaratır mı?
Gidebilme gücünü sürekli hissetmek istiyorsa evet
Köksüzse evet
Yolun mutluluk olduğuna inandırmıştır kişi kendini
Sürekli izlediği filmler her seferinde yepyeni gelirken, artık yeni filmler daha tanıdıktır
Tatmin olmadığı için, neyin eksik olduğunu bilmediği için
Gitmek ister
Korkutmaz hiç bir şey
Bu tam bi gözü karalık sayılmaz sadece düşünmez
Kapalı bir kapı o taraf
Ne çıkacağı hiç belli olamayacak

Cuma, Nisan 21

Bu kadar iki yüzlü olduğumu bilmiyordum
Ama hala kendimden nefret etmiyorum
Ne kadar durum oraya gitsede şartlarımı biliyorum
Torunlarıma nasihat biriktiriyorum...

Pazartesi, Nisan 17

az önce eski sevgimin beni unutamadığını gördüm
üzüldüm
onun adına

Cuma, Nisan 14

Şimdi şey yazmaz mıyım?
Hi stalker! 👋

Çünkü Dila olmak...

Çarşamba, Nisan 12

Dilâ'nın Dila'ya Manifestosudur!

İçinizdeki hiç bir şeyi bitirememiş -belki de hiç başlamamış- olmanın verdiği acizliği, ego yoksunluğunu içi boş avuntulardan çıkaramazsınız.
Kendinize yaptığınızın -doğrusu bu zamana kadar yapmadığınız- şeylerin hırsını başkalarının enerjisinden çalarak kapatamazsınız.
İzin vermem!
En azından artık.

Kendi başına kalmak -kalabilmek- bıkmakla ilintili
ama hangi birinden bıkacaksın işte...
O yüzden bir hayli vakit alıyor zannımca

Kimileri döneme ayırıyor hayatı, benimki sokak sokak ayrılıyor kafamda.
Henüz çıkmazına denk gelmemekle birlikte, labirente dönüşmesinden de korkmuyor değilim.

Sana ne dayatıldı bu hayatta?
Ben hep yanımdakilerin beni ben yapan özelliklerimle yarışmasının dayatmasını yaşadım
-ki bu bok-
İnsan en yakınının bir müddet sonra kendisine düşmancasına bir hırsla benzemeye ve hatta dilâdan çok dila olmaya çalışmasıyla sizde kendiniz olmaktan çıkıyorsunuz
Rahatça siktir bile edemiyorsunuz ama yaptım
Başardım
Sıçarım bacaklarına zira ben gidiyorum

Hayatımda ilk defa kendimi yenmenin mutluluğu, ilk defa kendine gayet olurlu yemin vermenin mutluluğu ve istemiyorsam yok demenin neşesi var.
Gelirken çalgı çengi de getirmişler.



Pazartesi, Nisan 3

bütün dünya seni terketmiş gibi
kimse seni sevmemiş, sevmeyecekmiş gibi
kimse seninle konuşmuyormuş, sırtlarını dönüp uyumuşlar gibi

Pazartesi, Ocak 9

Çok şükür Tanrım
Kötü olmadığım için çok şükür
Kalbim katran bağlamadığından çok şükür
Gerçeği söyleme gücüm için çok şükür
Kendimle yüzleşip hatta rahat rahat oturup 2 lafın belini kırabildiğim için çok şükür
İnsanlar kendi kıymetimi bana hatırlatabiliyorlar
Bunu gösterdiğin için çok şükür

En ufak yanlışımda engellenemeyen gülüşün
İnsan sana kızamıyor bile
Nasıl aciz nasıl sıradansın
Nasıl vizyonsuz nasıl küçük
Küçücüksün
Bakmayı görmeyi kabuğunu kırmayı zerre bilmiyorsun
Tek bildiğin farklı olanları kendine çekmeye çalışmak
Ta o da bi yere kadar
Acınası halin için ve iyi niyetim, vaktim için...
Üzülürdüm de alınacak dersim varmış